
Merhabalar hepinize, uzun bir aradan sonra nihayet yazma fırsatı bulabiliyorum. Bilgisayarımı açsam da blogger ile uğraşmadığımdan açıkçası pratiğimi kaybetmişim. Yaz mevsiminin getirdikleri ve götürdüklerini başka bir yazıya bırakıp ilk defa denediğim bir tarifi paylaşmak istiyorum sizlerle. Bağdat Cafe'nin sevgili yazarı Dory sormasaydı herhalde denemek aklıma gelmezdi. Burada çok sevilen ve evlerde yapılmasının yanında, hediye olarak verilmesi de gelenek olan bu tatlı benim favorilerim arasında değildi. Hep hazır alınanları denediğim için olsa gerek; çok tatlı ve çok ağır buluyordum sütlü böreği. Dory'nin isteği üzerine tariflerine çok güvendiğim İstanbullu rum bir komşumuza danıştım ve verdiği tarif gerçekten de çok iyi sonuç verdi. Tarifi almakta zaten geciktiğim için, blogda yer vermek konusunda geç kalmak istemedim. Umarım hem Dory, hem sizler beğenirsiniz.
Galaktobureko ya da Türkçe adıyla sütlü börek benim burada tanıştığım bir tat. Türkiyemizin çeşitli yörelerinde yapıldığını sanıyorum ama emin değilim. Belki aranızda bilenler vardır. Tarifte hazır baklava yufkası kullanılıyor, isteyenler elde de açabilirler elbette. Yüksek kenarlı tepsi kullanmak şart çünkü yufkaların arasına koyduğumuz puding benzeri karışım oldukça akışkan. Ben yaklaşık 30X45 boyutlarında derin bir dikdörtgen tepsi kullandım. Aynı tarifi daha ufak tepside hazırlayıp daha kalın dilimler elde etme mümkün. Burada hazır satılanların da oldukça kalın olduğunu belirteyim. Benim dilimlerim baklava dilimi kalınlığında oldular. Tarifi veren komşum bunun yarım ölçü olduğunu söyledi ama öyle bereketli oldu ki bence bu ölçünün yarısı bile kalabalık misafir için yeterli. Bir de, burada ince ve kalın taneli olarak iki çeşit irmik satılıyor. Mümkün olduğunca ince taneli irmik kullanmaya çalışın, böylelikle pudinge tat veriyor ama yerken farkedilmiyorlar. Ölçüleri çay fincanı ile vermemin sebebi, tıpkı bizim su bardağını temel almamız gibi burada da çay fincanının temel ölçü kabul edilmesi. Ben 200ml sıvı alan büyükçe bir çay fincanı kullandım.
Puding için:
- 1 kilo süt
- 1 çay fincanı ince taneli irmik
- 1,5 çay fincanı toz şeker (bence 1 fincan yeterli)
- 3 çorba kaşığı tereyağı
- 5 yumurta
- 2 paket vanilya
- yarım kilo baklava yufkası
- yufkaları yağlamak için erimiş tereyağı ( ben 200gr kadar kullandım)
- 3,5 çay fincanı toz şeker
- 1,5 çay fincanı su
- 1 limonun soyulmuş kabuğu
- 1 çorba kaşığı limon suyu


Öncelikle irmiği çelik veya teflon bir tavada rengi sararıncaya kadar yağsız olarak kavurun. Helva rengi alacak kadar kavurmayın ama o güzel kokusu duyulur hale gelsin. Biraz ılıtıp 1 kilo sütle birlikte tencereye koyun. Karışım çabucak koyulaşıyor, kaynayıp etrafa sıçramaya başladığında ateşten alın. Şeker, vanilya ve tereyağını ekleyip soğumaya bırakın. Yumurtaları ayrı bir kapta çırpın ve iyice soğuyan karışıma ilave edin. Soğuma sürecinde üzerinde kabuk tutmasını önlemek için arasıra karıştırın. Şerbet için su ve şekeri limon kabuğu ile birlikte tencereye koyun. Kaynayınca limon suyunu ilave edip bir kaç dakika daha ateşte tuttuktan sonra soğumaya bırakın. Alıştıklarımızdan daha koyu bir şerbet elde edeceksiniz. Limon kabuğunu şerbet soğuyana dek içinde bırakın.
Bunca hazırlıktan sonra artık işin en kolay kısmına geldik. Tepsimizi hafifçe yağlayıp içine toz şeker serpin ki en alttaki yufka nar gibi kızarsın. Sonra yufkaları birer birer tepsiye yayıp aralarına eritilmiş tereyağı gezdirin. Tepsiden taşmamaları için kenarlara tam denk gelecek şekilde yerleştirip kalan kısmı büzüştürerek tepsinin içinde eşit dağılmasını sağlayın. Ben mümkün olduğunca az yağ kullanmaya çalıştığım için her yufkaya 2-3 çorba kaşığı tereyağ gezdirip fırçayla yaydım. Eğer kalori probleminiz yoksa daha fazla miktarda da kullanabilirsiniz. Elinizdeki yufkaların yarıdan fazlasını tabana yerleştirin. Benim paketimden 15 adet çıktı, 9 tanesini alta, geri kalan altısını üst kısma yerleştirdim. Taban kısmını bitirince hazırladığınız yumurtalı pudingi tüm yüzeye yayın. Kalın olması sizi endişelendirmesin, içine o kadar yumurta girdikten sonra katılaşmamasına imkan yok:-) Kalan yufkaları da birer birer yağlayarak dizme işlemini tamamlayın. Bu aşamada keskin bir bıçakla en üstteki bir-iki yufkanın üzerini baklava biçiminde kesebilirsiniz. Ama pudingin olduğu kata kadar inmemeye özen gösterin. Ben çok başarılı kesemedim ama bu kesikler tatlının daha güzel kabarıp şekil almasını sağlıyor. Önceden ısıttığınız 180 derece fırına verip pişmeye bırakın. Benim ilk tecrübem olduğu için gerekenden biraz daha az kızarttım fırında, 35 dakikadan sonra fırından çıkardım. Siz biraz daha fazla tutabilirsiniz hatta son dakikalarda ısıyı sadece alttan verebilirsiniz. Fırından çıkardığınız tatlıya hiç bekletmeden soğuk şurubu ilave edin ve üzerine ikinci bir tepsi örtüp soğumaya bırakın. İyice soğumadan kesilmemesi gerekiyor, en iyisi bir gece beklettikten sonra servis etmek.
Temmuz ve ağustos ayları kayınpederimin ani rahatsızlığı ve hastanede uzun süren tedavisi ile geçti. Kendi bloğuma yazamadığım gibi, diğer blogları da pek ziyaret edemedim. Ankara'ya aileme planladığım ziyareti de yapamadım. Herşeyin başı sağlık arkadaşlar, kendimize ve sevdiklerimize dikkat edelim; hepinize sağlıklı günler diliyorum. Afiyet olsun ....

Tülin hoşgeldin ve geçmiş olsun. Bir süre önce aldığım bir kitapta bu tarif var, Yunanistan'a ait tarifler arasında. Denemek için işaretlemiştim. Ellerine sağlık, ben tadını epey merak ediyorum. İlerde deneyeceğim umarım. Sevgilerimle.
Tülin öncelikle hoşgeldin, böreğin pek lezzetli gözüküyor,bu biraz beni aşan bir tarif bu ama sen çok güzel yapmışsın, ellerine sağlık. Bu arada çok geçmiş olsun umarım herşey şimdi yolundadır..
Merhaba Tülin bu börek bir harika görüntü beni mahvetti inan yapabilirmiyim bilmiyorum ama çok özendim ve canım istedi eline sağlık bu arada izninle seni linklerime ekleyip daha sık görüşmek isterim sevgiler.Özge
Sevgili Tulin, Tijen Inaltong'un sayfasinda Lazlarin yaptigi muhallebili bir borek resmi gormustum. Galaktoboureko'ya cok benziyordu. Galiba onlar ismine Laz boregi diyorlarmis. "Sut boregi" daha cok yakismis. Bir kere Amerikan irmigi ile denemistim yillar once ama iyi olmamisti. Simdi piyale buldum, senin tarifin ile guvenerek yaparim.
Çok teşekkürler Behiye, Yeşim, Susam ve Mine, tarifi denemek isteyenlere yardımcı olabildiysem ne mutlu. Geçmiş olsun dilekleriniz için de çok sağolun. İnanın kolay bir tarif, sadece hazırlığı biraz el oyalayıcı.
Şükür kavuşturana Mine'ciğim, ben de bu böreğin bir yerlerde yapıldığından emindim, verdiğin bilgi için çok sağol. Eminim piyale irmik ile daha güzel olacaktır,ne de olsa bizim topraklardan. Sevgi ve selamlar gönderiyorum:-)
Tülinciğim.önce hoşgeldin.İnşallah hastalık geçip gitmiştir.Hastalıklar da bizim için.Önemli olan danma gücümüzün olması.
Mine de yazmış.karadeniz yöresinde 'Laz Böreği'diyorlar.Bir muhallebi pişirip,evde açılan veya hazır yufka içine koyuyorlar.Yanlış hatırlıyor olabilirim.Galiba Kuzine yapmıştı.Yanlışsa yapandan özür dilerim.Bir blogda okumuştum.Mutfak kültürleri etkileniyor birbirinden Böylece 'Komşu 'ile ne kadar benzediğimiz çıkıyor ortaya.Ben denemeye cesaret edemiyordum.Eline sağlık.Başarmışsın işte.
tülin'cigim umarim artik iyidir kayinpederin. sifalar diliyorum. yemekbiz grubuna da yazdim ama izmir kemeralti'nda 'sütlü börek' adiyla Riza Aksüt'te yapiliyor (ve çok güzel) yine Kemeralti'nda eski bir tatlicida daha tatmistim o da fena degildi. ben bir de istanbul göztepe'de rizeli basar ailesinin 'trize' adli mekaninda tattim. onlar 'laz böregi' ya da 'laz tatlisi' diyorlar. tabii yapimi farkliliklar gösteriyordur ancak lezzet olarak benzer olduklarini söyleyebilirim.
ellerine saglik. bir gün gelip sende tadabilecek miyim dersin?
tijen
Sevgili Tülin, eline sağlık. Sayende galaktobureko'yu evde deneyebileceğim. Daha önce bir laz böreği tarifi denemiştim, ama aynı tadı yakalayamadım. Ya ben beceremedim, ya iyi bir tarif değildi, ya da ufak farklar sonucu çok değiştiriyor. Teşekkürler, Sevgiler..
dory (ne zorumaysa beta-blogger'a geçtim, şimdi blogger şifremle yorum bırakamıyorum!)
Hosgeldin Tulin,
Ben de uzun sure yoktum, sen de oyle. Umarim kayinpederinin sagligi iyidir. Onceki yazinin mesajlarindan ogrendim yoklugunun sebebini.
Laz boregi diye gecen tarife benziyor bu tarif. Ben henuz deneyemedim ama cok merak ediyorum tadini. ellerine saglik..
Tulincim,
Cok guzel anlatmissin, bende Tijen'in bahsettigi yerde tatmistim bu boregi Izmir gunlerimde. Cok hosuma gitmisti. simdi sayende tarifde var elimde deneyecegim muhakkak.
Kayinpederine ve sizlere gecmis olsun diyorum, umarim simdi daha da iyidir.
Sende kendini cok yorma olurmu?
Sevgilerimle.
Tulin'cim hosgeldin, ne iyi ettin de yazdin. Borek nefis gorunuyor. Guzel yani buradaki filolarla deneyebilirim. Tabii once henuz basladigim diyetten yuzumun aki ile cikabilmem lazim. Sanirim sutlu lezzetlere genelde bizim cografyada, ozellikle de Bulgaristan, Yunanistan o taraflarda daha bir duskunluk var ve bence ne mutlu ki var! Buna benzer bir boregi Mine'nin de yazdigi gibi Dogu Karadeniz'de yaparlar ve laz boregi derler. Yapana gore degisirse de, usta bir elden cikmisi nefis olur. Kimisi findik da koyar icine..Bu tarifle arada nefsimizi korleyecegiz buralarda demektir bundan sonra...Ellerine saglik..
Merhaba Münevver, gerçekten de iki ülke arasındaki benzerlikler saymakla bitmiyor. Başarma meselesi de tarifin iyiliğinden, yoksa kimbilir ne çıkardı ortaya:-) Eğer kireç bulabilirsem bu diyarda, ilk iş senin kivi reçellerinden deneyeceğim. Sevgiler
İyi dileklerin için sağol Tijenciğim. Ayrıca verdiğin bilgiler için de teşekkürler. Umarım yakın zamanda Türkiye'ye gelebilir ve ilk fırsatta saydığın yerlerde bu tatlıyı deneyebilirim. Senin gelişini nasıl beklediğimi biliyorsun, inşallah sana ikram etmek de kısmet olur. Sevgiler
Rica ederim Dory, gecikmiş de olsa yanıtlayabildim en sonunda. Demek sorun beta-blogger'da; ben de sana bir türlü yorum bırakamamıştım. Umuyorum ki tarif seni memnun eder, görüşmek üzere...
Hanife'ciğim haklısın ikimiz de epey uzak kaldık blog faaliyetlerinden. Umarım yeni yerinizde huzurlu ve mutlusunuzdur. Sevgilerimi gönderiyorum
Zeynep bu tatlı konusunda bir lezzet tetsi de sana yaptırmam lazım:-) Sen öyle hamaratsın ki eminim kat kat güzel olur senin elinden çıkınca. Selamlar...
Türkmen'ciğim, diyetteysen aman bu tatlıdan uzak dur, maazallah akıllara zarar bir kalorisi var. İşin kötüsü hazır alınmışını sevmeyen ben, kendi yaptığımı beğendim. Ne yapıp edip pişirmekten kaçınmam lazım:-) Selam ve sevgiler güney yarım küreye...
Tulincigim hosgeldin, ne guzel seni yeniden gormek. Umarim hastalik atlatilmistir, hersey yolundadir. Tarifin cok guzel. Dolapta bir sure once aldigim baklavalik yufkalarim var vakumlu pakette. Eger son kullanma suresi gecmediyse mutlaka denemek isterim bende. Ellerine saglik, tekrar hosgeldin. Sevgilerimle
Tulin bunu illar once Yunanistan'da yemistim ama tadi cok kesif gelmisti bana.. Evde yapilanin daha guzel olacagini tahmin edebiliyorum. Ben de deneyecegim. Ellerine saglik
Sevgili Nezaket ve Deniz, teşekkürler tarifi beğendiğiniz için. Umarım dener ve memnun kalırsınız. Deniz'in söylediği doğru; burada yalnız sütlü börek değil bütün şerbetli tatlılar çok şekerli yapılıyor. Her zaman için tariflerdeki şekeri azaltarak yapıyorum ben. Selamlar
Merhaba,
Oncelikle gecmis olsun...Umarim durumu iyidir simdi hastanizin.
Babamin babaannesi de ayni tatlidan yaparmis eger yanilmiyorsam.(Mubadele zamani gelmisler Turkiye'ye) Onlar galiba adina "ğlatopta" diyorlardi. Babam bir de sakizli bir tatlidan bahsederdi. Rum komsularinin yaptigi, icinde sakiz varmis, beyazmis ve uzerine su icilirmis...Adini bilemiyorum bunun :( Sizin tatli da cok istah acici gorunuyor, deneyecegim !Elinize saglik
Merhaba Berceste, o bahsettiğin sakızlı tatlı sakız reçeli olmasın? Burada pek revaçta, macun kıvamında bir tatlı. Bardağın dibine 1 çorba kaşığı kadar koyup üzerine su ekliyorsun ve kaşık yardımıyla yavaş yavaş eriterek içiyorsun. Denizaltı anlamına gelen bir ismi var bu şekilde tüketmenin. Teşekkürler ve selamlar
türkiyeyi tanımadığınızı düşünüyorum.Bu tarif benim çoçukluğumdana beri karadenizde yenir ve adına LAZ BÖREĞİ denir karadenizde özelikle rize bölgesine giderseniz bu tatlıya bolca rastlarsınız bunu rahametli babaannem yapardı annem ondan öğrendi bende annemden öğrendim. Lütfen no olur yemeklerimize sahip çıkalım bu tatlıya yunanlılar sahip çıkıyor.Home tv de yunan tatlısı diye gösterdiler .Annem çok kızdı.bende ama kızmak yetmiyor bu yemek sitelerini hazırlayanlar böyle tataları iyi araştırma yapmasıgerekir sahip çıkalım
İsim vermediğiniz için adınızla seslenemiyorum, ama dikkat ederseniz yazının başında bu tatlıyı ilk burada tattığımı ama ülkemizde de bir yerlerde yapıldığından emin olduğumu yazmıştım. Her bölgenin kendine has yemek ve tatlıları var ama bunların tümünü tüm ülke vatandaşlarının bilmesine imkan yok. Bu sayfada bu tatlıyı iyi tanıyanlar yanında hiç duymamış olanların da yorumları var. Sizin mantığınızla hareket edersek pek çoğumuz Türkiye'yi tanımayanlar listesine dahil olacağız. Bence bu çok ağır bir eleştiri... Siz her yöreyi tanıyor musunuz?
ADIM AYLA EŞİMİN VE KENDİMİN MESLEĞİ SEBEBİYLE TÜRKİYENİN EN ÜCRA YERLERİNİ GÖRDÜM DEĞİŞİK TATLARA OLAN İLGİM YÜZÜNDENDE O YÖREYE HAS TATLARIN ORJİNALLERİNİ ÖĞRENİP YAPARIM . YAZDIĞIMI HAKARET OLARAK ALGILARSANIZ KİMSEYİ BİLEREK KIRMAK İSTEMEM ÖZÜR.AMA GENEDE ŞUNU DİLERİM BİRÇOK YEMEK BLOĞUNA BAKIYORUM SADECE TARİF VERMEK LE OLMAZ SİZİN GİBİ YEMEK SİTESİ OLANLARIN BİRAZDAHA HASSAS OLMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUM.SORUNUZUN CEVABINI YUKARIDA VERDİĞİMİ ZANNEDİYORUM HALADA MESLEK SEBEBİYLE BİRÇOK YER DAHA GÖRECEĞİM VEBİR ÇOK YEMEK TARİFİNİ ORJİNALİNE YAKIN OLARAK YAPMAYA ÇALIŞACAĞIM
Cok da iyi edersiniz Ayla Hanim, cok gezen bilir diye bosuna soylememisler. Isiniz sebebiyle de olsa pek cok yeri dolasip yerel tarifleri deneme sansi yakalamissiniz. Bense hic karadeniz bolgesinde bulunmadim, ya da ege`de. Dolayisiyla ancak kitaplardan takip edebilirim yoresel tarifleri, o da ne kadar aslina uygundur bilinmez.
Yemek blogu sahiplerinin daha hassas olmasi konusundaki gorusunuze katiliyorum ama bunlar neticede hobi bloglari, bizler de yemek otoritesi degiliz. Bildiklerimizi yaziyor bilmediklerimizi de ziyaret edenlerin yorumlarindan ogreniyoruz.
Bu karsilikli bilgi alisverisi blog yazmayi surdurmemizin en buyuk etkenlerinden biri.
Sonunda kalabalik bir misafir grubu bahane edilerek denendi bu tarif :) Sonuctan ben memnun kaldim dogrusu, hem cok guzel, bir o kadar da pratik. Sutlu tatli severler muhakkak denesin derim. Sutlu tatlilar kadar siradan, serbetli tatlilar kadar agir degil bir kere, bu ozelligi ile de guzel bir yemek sonrasi yuz aki ile ikram edilecek cinsten. Kedicigimiz sagolsun, tarif de yeteri kadar ayrintili zaten. Bir kusuru yedikten sonra sucluluk duygusu yapiyor insanda, bir kere baslayinca oyle bir dilimle pek kalinmiyor cunku...Ama bittiginde de olsaydi da yeseydik deniyor...Bu sutlu borek ruh halini biraz karistiriyor vesselam. Tulin'cigim cok tesekkurler hem guzel tarifin, hem de uygulama oncesi verdigin cesaret icin. Bunu ilk kim yapip yaydiysa da canina degsin, ellerine saglik olsun diyecegim ama muhtemelen bu diyarlardan coktan gocup gitmistir. Bence bu tur seylerde kim yapmis, kim etmisi aramaktansa, cok kulturlu bir cografyanin zengin mirasina konmus olmakla ne kadar sansli oldugumuzun bilincini gelistirebilsek cok daha iyi olacak ama...
Soylediklerine gonulden katiliyorum Turkmen. Dogup buyudugumuz cografya dunyanin en zengin ve guzel yeri. tarifi deneyip memnun kalmana cok sevindim. Ben de bu yakinlarda tekrar yapmayi dusunuyorum; yeterli kalabalik bir toplansin da:-) Sevgiler