evcilkedi

evcilkedi mutfakta..... evcilkedi seyahatte.... evcilkedi heryerde...


İçli Ekmek ve Un Kurabiyeleri


Bu ekmeği geçenlerde deneyip çok beğenince siteye yazmaya karar verdim. Tarif eski yıllarda alınmış bir amerikan dergisinden. Soğanlı tarifleri çok sevdiğim için not etmiştim; soğan ve adaçayının nasıl bir tat yaratacağını da merak etmiştim açıkçası. Bu ikisinin çok güzel bir uyum oluşturduklarını söylemeliyim. Yeşil zeytin ise ekmeğin kokusunu daha bir güzelleştirdi. Siyah zeytine oranla daha aromatik ve çok daha az tuzlu bir ekmeğim oldu. Tarifte dört orta boy soğan kullanılıyordu, ilk kez yaptığım için tarife sadık kaldım ama ikinci sefere miktarı yarıya indirmeyi ve daha değişik iç malzemeleri de kullanmaya karar verdim. Ekmeğin hamuru son derece basit, yalnız elde bir miktar yoğurma gerektiriyor. Sonuçta pamuk gibi, yumuşaklığını uzun süre koruyan ve çok nefis kokan bir ekmeğiniz oluyor.

Aşağıdaki ölçüler 250ml sıvı alan bir su bardağı ile
  • 2,5 bardak un
  • 1 paket kuru maya
  • 1 bardak ılık su
  • 1 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 1 çay kaşığı tuz
İç malzemeleri
  • 4 orta boy soğan (2 soğan bence yeterli)
  • 2 diş sarımsak (1 diş kullandım)
  • 2 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 100-150 gr kadar çekirdeksiz yeşil zeytin
  • Taze veya kurutulmuş adaçayı yaprakları
  • üzeri için bir yumurta sarısı
Çırpma kabınızda 1 bardak un ve mayayı harmanlayın, tuzu, zeytinyağını ve ılık suyu ilave edip mikserle 3 dakika kadar karıştırın. Maya iyice eriyip unla bütünleştikten sonra kalan unun bir bardağını daha, bir kaşıkla yavaş yavaş bu karışıma yedirin. Hamuru tezgaha alıp kalan yarım bardak unu yavaş yavaş ilave ederek yoğurun. Un tipleri farklılık gösterebileceğinden bu yarım bardak unun hepsini kullanmanız gerekmeyebilir veya tam aksi, benim gibi bir çeyrek bardak daha un ilave etmeniz gerekebilir. 8-10 dakikalık yoğurma işlemi sonucunda ele yapışmayan ama yumuşak ve özlü bir hamur elde edeceksiniz. Daha önce kullandığınız çırpma kabının tabanına çok az yağ sürüp, hamuru mayalanmak üzere bu kaba alın. Sıcak bir yerde 1 saat kadar mayalanmaya bırakın.

Bu arada arzu ederseniz tarifteki gibi dört (ama bana kalırsa 2 ) soğanı ince halkalar halinde dilimleyin. Ezilmiş sarımsak ile birlikte tavaya koyup 2 çorba kaşığı zeytinyağını ilave edin ve orta ateşte yavaş yavaş pembeleşmeye bırakın. Soğanın rengi koyulaşmamalı; kavrulmuş değil, sadece suyunu çekecek kadar sotelenmiş olmalı. Soğan hazır olunca biraz soğuması için bir kenara alın ve içine dilimlenmiş yeşil zeytinleri ilave edin. Ben biberli zeytinleri üçe bölerek koydum. Taze adaçayı kullanacaksanız 5-6 yaprağı bıçakla incecik dilimleyin, kuru ve ufalanmış adaçayını ise bir çay kaşığı kadar ekleyebilirsiniz. İçe tuz ilave edilmiyor ama tuzlu seviyorsanız bir parça serpebilirsiniz.


Mayalanan hamuru tezgaha alıp ikiye bölün. Ben tarife sadik kalıp iki eşit parçaya böldüm ama üst parça çok kabarınca biraz dengesiz oldu. Bu yüzden üst parçayı alttan daha küçük tutmanızı öneririm. Yine tarifte 24cm'lik pay kalıbı kullanılmış ama bu hamur rahatlıkla 26 cm'lik bir kelepçeli kalıpta ya da benzeri yüksek kenarlı bir tepside yapılabilir. Tepsinizi yağlayın, alt hamur parçasını tepsinin kenarlarından 2 cm taşacak genişlikte açıp serin. Artık soğumuş olan iç malzemesini hamurun üzerine yayın. Üst parçasını tam tepsinin büyüklüğünde açıp bıçakla 1,5cm'lik şeritler halinde kesin. Hasır örgüsünü yapmak için önce birinci (ve en kısa) şeridi iç malzemesinin üzerine, en kenara yerleştirin. İkinci şeridi tezgahta bırakıp üçüncüyü, arada 1.5 cm boşluk bırakarak tepsideki şeridin yanına koyun. Yine bir atlayarak beşinci şeridi 1.5 cm arayla tepsiye koyun. İçin üst yüzeyi tepsinin karşı kenarına kadar sıralanmış şeritlerle kaplanmış olmalı. Bu konuda yukarıdaki fotoğraf size fikir verecektir. Yatay sırayı oluşturmak için tepsideki şeritleri birer atlayarak yarısından arkaya doğru ikiye katlayın ve kalanların üzerine tezgahtaki şeritlerin en uzununu yerleştirin. İkiye katladıklarınızı açıp bu sefer diğer şeritleri katlayın ve daha kısa bir hamur şeridini tezgahtan tepsinize aktarın. Bu işlemi ortadan kenarlara doğru sürdürüp hasır örgüyü tamamlayın. Şeritler arasında boşluk kalsa da hamur ikinci kez mayalanırken kapananıyorlar.

Alttaki hamurun tepsiden sarkan kısmını şeritlerin uçlarını kapatacak şekilde üstteki hamurun üzerine katlayın. Baş ve işaret parmaklarınızı kullanarak hamuru çimdiklemek suretiyle bu kenarları süsleyin. Bu kadar eziyete değmez diyorsanız üstteki hamuru direkt yuvarlak olarak açıp börek gibi alttakinin üzerine örtebilirsiniz. Ama hasır örgüsünün sunumunun çok şık olduğu bir gerçek.


Ekmeğinizi 45 dakika kadar daha mayalandırın. Mayalanma süresinin sonuna doğru fırınınızı 175 dereceye ısıtın. Yumurta sarısını bir çorba kaşığı su ile karıştırıp ekmeğin üzerine sürün ve fırının en alt rafında 30-35 dakika pişirin. Oda ısısında servis yapın.


Un Kurabiyesi

Sevgili Münevver ve Damla'nın tarifini istedikleri un kurabiyelerini nihayet yapabildim. Benimkiler gerekenden biraz daha koyu renk oldular, sizler fırında daha az bırakmaya özen gösterin. Bu kurabiyelerin bizim alışageldiğimiz un kurabiyelerden çok az farkı var. Birincisi hamura kavrulmuş badem kırıklarının eklenmesi, diğeri de buralarda neredeyse vanilya kadar sık kullanılan portakal çiçeği esansının ilave edilmesi. Tarif için danıştığım bayan Despina bana iki ayrı reçete verdi. Birincisi aşağıda resmini göreceğiniz klasik un kurabiyeleri, diğeri de İzmir usulü diye anılan kurabiyeler. Her iki tarifi de sizlere aktarıyorum. Yalnız tariflerin neredeyse dört tepsi kurabiye için olduğunu göz önünde bulundurun lütfen, ben tarifi sadece dörtte bir ölçülerle yaptım. Bu kurabiyeler pastanelerde yıl boyu bulunsa da, asıl tüketim zamanları noel civarı olduğu için kışın büyük miktarda yapılıyor ve oda ısısında uzun süre saklanıyorlar. Her iki tarifte de ortak olan noktalar: mikser yardımıyla yumuşamış tereyağı ve toz şekerin uzun süre çırpılması, karışım beyazlaştıktan sonra kalan malzemelerin kaşıkla veya elle hamura ilave edilmesi. Hamur 160-170 derece civarında ısıtılmış fırına veriliyor ve 20-25 dakika sonra, henüz sararmadan fırından alınıyor. Kurabiyeler henüz sıcakken pudra şekerine bulanıyor ve kapalı kapta, oda ısısında muhafaza ediliyorlar.


Klasik Un Kurabiyesi:
  • 400 gr yumuşamış tereyağı
  • 4-5 su bardağı un
  • 1/2 su bardağı toz şeker
  • 2 yumurta sarısı
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 paket vanilya
  • bir kaç damla portakal çiçeği esansı
  • 1.5 bardak kavrulmuş badem kırığı
  • kurabiyeleri bulamak için pudra şekeri
İzmir usulü Un Kurabiyeleri:
  • 2 paket yumuşamış tereyağı
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 7 su bardağı kadar un
  • 1.5 bardak kavrulmuş badem kırığı
  • yarım kahve fincanı konyak (arzu ettiğiniz bir likör de kullanabilirsiniz)
  • kurabiyeleri bulamak için pudra şekeri
Umarım kurabiye severlere yardımcı olabilmişimdir. Afiyet olsun hepinize:-)

13 Responses to “İçli Ekmek ve Un Kurabiyeleri”

  1. # Blogger Hülya YILMAZ

    bunu denemek isterim. görüntüsü de çok güzel ve de zevkle yapılacak bir ekmek olmuş.
    eline sağlık.  

  2. # Blogger munevver

    Tülinciğim,tarif için çook teşekkürler.Kavala Kurabiyesi diyorlar bunlara..Bir de Edirnedeki Kavalalı bir ustanın yaptığı kurabiyeler de aynısı.İkisinin de tadını biliyorum.Senin de dediğin gibi bilinen un kurabiyesi ama duyduğum,bir sırrının olduğu.Galiba,portakal çiçeği o sır.Hemen deniyeceğim.Eline sağlık.Araştırdığın,uğraştığın için tekrar teşekkür ediyorum.Soğanlı ekmek de pek güzel.Onu unutmayayım...  

  3. # Anonymous Adsız

    Tülin ekmeğin ve un kurabiyen nefis görünüyorlar,portakal çiçeğiyle nasıl olduğunu merak ettim bulursam deneyeceğim ellerine sağlık sevgiler Ebru  

  4. # Blogger DAMLA

    Teşekkürler.....
    portakal çiçeği esansını buralarda bulabilir miyim bilmiyorum ama yine de tarifi mutlaka deneyeceğim:)  

  5. # Anonymous Adsız

    ekmeğin görüntüsü çok güzel.soğanlı olduğu için tadı da güzeldir eminim.ellerine sağlık.

    seda
    tarifname.blogspot.com  

  6. # Blogger evcilkedi

    Hülya Hanım çok teşekkürler. Ben de çok memnun kaldım ve değişik iç malzemeleriyle tekrar yapacağım.

    Rica ederim Münevver, umarım tarifler işinizi görür. Burada da market raflarını doldurmaya başladı kurabiyeler:-)

    Teşekkür ederim Ebru, inşallah beğenirsin neticeyi.

    Esans olmadan da olur aslında Damla, bolca vanilya koyarak da deneyebilirsin. Yeter ki hoşuna gitsin.

    Çok teşekkür ederim Seda. Soğan gerçekten yakışıyor ekmeğe.  

  7. # Blogger tata

    Tülincigim sahane olmus ekmegın, evde deneyecegım, benım cocuklar bayılacaklar.
    Sevgıler  

  8. # Blogger evcilkedi

    Çok teşekkür ederim Tata. Döndün mü yoksa? Papatya'yı görmüşsündür herhalde. Sevgiler  

  9. # Blogger tata

    Tülıncıgım, Papatya ıle görüstük, cok hos oldu. Hala Izmırdeyım.
    Sevgıler  

  10. # Anonymous Adsız

    bunun orjinali yunan kurabiyesi fakat yunan ve edirne komşuluk ve ticaretleri içiçe olduğu için her iki bölge dede yemek mümkün tek fark orjinal kavala kurabiyesinde gerçekten çok fazla badem ve fıstık olmasında. bizimkiler biraz cimrilik yapıyorlar aslında ama yine de klasik tereyağlı un kurabiyelerimizden çok farklı değil.  

  11. # Blogger evcilkedi

    Haklısınız, hiç de farklı değil. Fıstıklısını burada hiç denemedim, sadece bademli yapılıyor. Fıstıklısı belki de Kavala civarına özeldir. Teşekkürler yorumunuz için.  

  12. # Anonymous Adsız

    merhaba, tarifiniz cok guzel :) ama portakal cicegi esansını nereden bulabilecegimi bilmiyorum, yardımcı olursanız cok sevinirim  

  13. # Blogger evcilkedi

    Portakal çiçeği esansı Türkiye'de nerede satılır bilemiyorum maalesef. Orada hiç kullanmamıştım ben de. Burada eczanelerde bile satılıyor (tıpkı gülsuyu gibi). Belki de yukarıya yorum yazan arkadaşlar arasında bilenler vardır. Ziyaretiniz için teşekkürler  

Yorum Gönder


  evcilkedi







© 2006 <$Bloevcilkedi| Blogger Templates by GeckoandFly.
No part of the content or the blog may be reproduced without permission.